Beni Seviyor musun?
İnsanlar hayalindeki eşi ya da hayalindeki işi tanımlarken bir çok özellik sayarlar. Boyu şöyle olsun, posu böyle olsun, şöyle bir eğitimi, böyle bir kariyeri olsun.... Ya da çalışacağım iş yerinde şöyle şöyle imkanlar olsun... Olsun da olsun. Beklentileri sıralayan bu listeler uzar gider. Fakat bu bakış açısında çok büyük bir sıkıntı vardır. Beş yaşında bir çocuk dünyanın kendi etrafında döndüğünü zanneder. Hatta egosantrik bir bakış açısıyla anne babasının kendisi için yaratıldığını düşünür. Bu bakış açısı beş yaşındaki bir çocuk için doğaldır. Ancak bir yetişkin için değil! Keza bir yetişkin tıpkı küçük bir çocuk gibi ilişkilerinde sadece kendi istek ve beklentilerine odaklanıyorsa ilişkilerinde problem yaşaması kaçınılmazdır. Keza hiç kimse bu dünyaya bir başkasını mutlu etmek için gelmemiştir.
Aslında kimse kimseye karşı değildir ama herkes kendinden yanadır.
Kişilerin hayallerindeki eş ya da iş ile ilgili beklentilerini sıralarken gözden kaçırdıkları önemli bir nokta vardır. O da aynı beklentiler listesinden bir tane de karşıdakinde olduğudur. Diğer bir ifade ile nasıl ki bir insanın bir ilişkide karşı taraftan bazı beklentileri var ise aynı şekilde karşıdakinin de ondan belirli başlı bazı beklentileri vardır. Ancak insanlar kendi beklentilerine, kendi istek ve arzularına o kadar çok odaklanırlar ki karşı tarafın beklenti ve istekleri üzerinde düşünmek çoğu zaman akıllarına bile gelmez. Bu durum ister istemez kişinin ilişkilerde bencil bir bakış açısına sahip olmasına ve bencilce davranmasına sebebiyet verir. Ümit Besen'in popüler şarkısının sözlerinde söylediği gibi “Do you love me? Do you love meeee?” (Beni Seviyor Musun?) sorusuna insan karşısındakinden “Yes I do.” (Evet Seviyorum) cevabını almak ister.
Ancak ister iş ilişkisi olsun ister özel hayattaki ilişkiler olsun... Bir insanın ilişkilerde aranan, talep gören, başkalarını kendisine cezbeden kişi olmasının ilk koşulu bakış açısını değiştirmektir. Bunun için de sorulması gereken doğru sorular şunlardır:
- Benim istediğim niteliklere sahip olan bir eş adayı ya da işveren beni ne yapsın?,
- Benim istediğim niteliklere sahip olan birinin bir evlilik ilişkisinden ve bir eşten beklentileri ne olur?,
- Benim istediğim bir şirkette ve istediğim pozisyonda çalışacak olan kişide hangi meziyetler aranır?,
- Peki bu özellikler ve meziyetler bende ne kadar mevcut?,
- Ben de olmayan pozitif özellikleri geliştirmek için ne yapabilirim?
Bir insanın bu sorulara cevap araması, bir ilişkiye karşıdakinin bakış açısıyla bakması sağlar. İnsanın karşısındakinin isteklerine odaklanması kendi isteklerinden vazgeçmesi anlamına gelmez. Bilakis insanın bir ilişkide kendi isteklerinin karşılanması karşıdakinin isteklerine ne kadar tatminkar bir karşılık verebildiğine bağlıdır. Aslında ilişkilerde kimse kimseye karşı değildir ancak herkes kendinden yanadır.
İnsanın karşısındakinin beklentilerini hesaba katmadan bir ilişkide talepkâr olması tıpkı şuna benzetilebilir: Elinde mal olmadan karşıdakinde para olup olmadığının hesabını soran satıcıya... Karşıdakinde para olup olmadığını konuşmadan evvel insanın elinde satabileceği kadar kıymetli ve rağbet gören bir mal olması gerekir. Ancak ondan sonra karşıdakinde para olup olmadığını konuşmanın ve pazarlık yapmanın bir anlamı vardır. Eğer herkes sadece kendi beklenti ve isteklerine odaklanırsa çekişmelerle dolu bir ilişki kaçınılmazdır. Bu çekişmeler elinde mal olmayan satıcı ile cebinde para olmayan müşterinin pazarlık yapması kadar anlamsızdır.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi “İlişkide Ustalık Eğitiminde” ilişkilerin gerçeğini çok anlaşılır ve net bir şekilde ortaya koyar.
- Bir insan neden bir ilişki kurma ihtiyacı hisseder?,
- Bir ilişki ne zaman kurulur?,
- Bir ilişki nasıl kurulur?,
- Bir ilişkide insanı hangi davranışlar itici hangi davranışlar çekici kılar?,
- Bir ilişkide dengeler nasıl bozulur? Bozulan dengeler nasıl tekrar düzelir?
Eğitimin katılımcıları tüm bu sorulara ve çok daha fazlasına çok net ve uygulanabilir cevaplar alır. Keza gerçek bir ilişkinin lafta kalan “Do you love me? Do you love meee? Do you love me?”, “Yes I do” diyaloglarından çok daha fazla derinliği ve değişken dinamikleri vardır. Sadece bu derinliği ve değişken dinamikleri kavrayanlar mutlu ve doyumlu ilişkiler kurabilirler.
İlişkinin gerçeğini kavrayanlar ve öğrendiklerini uygulayanlar kendilerini adım adım yeniden inşa ederler. Her gün daha albenili bir versiyonlarına ulaşırlar. Bu sayede kişiler karşıdakinin yakasına yapışıp kendi isteklerinin tahsilatını yapmaya çalışmak yerine... Albenilerinin cezbettiği ikramları keyifle kabul eder hale gelirler. Hem ilişkilerinde hem hayatta...
Deneyimsel Tasarım Öğretisi Nedir?
&
İnsanoğlu var olduğundan beri amacı hiç değişmemiştir.
Mutlu olmak, başarı olmak ve iyi ilişkiler kurmak…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi seminerlerinden;
“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” sinde paylaşılan bilgiler, kişiyi dününe göre daha mutlu ve başarılı yapar. Seminer konuları; tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.
"Milyarlarca insan içinde bir kişinin ne önemi olabilir ki? Bunun cevabını o bir kişiye sorun..."
Yahya Hamurcu
Güzel bir özlcü
YanıtlaSilIlişkilerde ustalık egitimi ,çok kıymetli bir eğitim hele ki bu dönemde...
YanıtlaSilBu eğitimleri aldığımda iletişim kurabilmek için öğrendiğim yeni kuralları uygulamak çok farklı bir ben oluşturdu. Nasıl mı? Varlığı ile müjdeleyici ısıtan gülümseten bir güneş gibi olduğunuzu hayal edin. Herkes yüzünü size dönüp kollarını açıp sizi kucaklamak içine almak, hissetmek istiyor. Size sımsıkı sarılıp ısıt beni diyor. Sevildiğinizi hissetmenin sıcaklığı insana başka nasıl böyle ikram lanarak hissettirile bilir ki?
YanıtlaSilBeni seviyormusun sorusuna ben sevilecek kişiyim mesajı ile cevap verebilecek marifete kavuşabildiğinizde kendinizi sevdiğinizi fark edebilmek çok güzel bir duygu olmaz mıydı? Hiç kendinize sordunuz mu? Hakkikaten sen kendini seviyormusun? eveeeeeeeeeeeeeeet Hakikaten ben sevilecek kişi olmayı öğreniyorum bu eğitimlerde.
YanıtlaSilİnsan kendine albeniler kattıkça, kendini geliştirdikçe, hep kıyaslarını kendiyle ve dününe göre yaptıkça bir sonraki bir sonraki ve bir sonraki günlerinin en iyi versiyonu olmayı hakeder. Böyle oldukça da çevresinde iletişim ve ilişkide olduğu insanlar da değişmeye başlar. Kendi hayatını toparladıkça çevresindeki insanları da ya yuksrı çeker ya da daha iyi olanlar için onlardan uzaklaşır. Ben bu hayattan ne bekliyorum? Peki bu hayattan beklediklerim için bu hayatın benden iatediklerinin karşılığını verebiliyor mıyum?
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık🌷
Elinize sağlık beklentilerimiz bizi mutsuz ediyor maalesef
YanıtlaSilŞu zamanda en temel problem olan iletişim konusu çok güzel anlatılmış. Başarılı 👍
YanıtlaSilAlbenilerinin cezbettiği ikramları keyifle kabul eder hale gelirler.... çok güzel bir yaz ve anlatım olmuş. yaşayabilenlerden olmak dileğiyle...
YanıtlaSilKeyifle okudugum bu makale yine beni hayal dunyasindan alip gercek dunyaya getirdi. Insan dis dunyadan beklentisini azaltip kendisine odaklandiginda aslinda hem mutlu oluyor hem de dununden daha iyi hale gelebiliyor.
YanıtlaSil"Aslında Kimse kimseye karşı değildir Ama herkes kendinden yanadır"
YanıtlaSilçok vurucu olmuş
İnsanın mutlu ve tatminkar ilişkiler kurabilmesi için
YanıtlaSilevvela ilişkinin gerçeğini öğrenmeye ihtiyacı var.
Hepimizin önce buna ihtiyacı var
Heoş
İnsanların farkındalığını arttıran güzel bir yazı olmuş...
YanıtlaSilNe güzel bir cümle insanın kendini yeniden yavaş yavaş inşa etmesi.
YanıtlaSilGerçeği bilmek ne kadar kıymetli. Emeğinize sağlık
Elinize sağlık
YanıtlaSilİnsanın mutlu olması için evvela karşı tarafın mutluluğunu odaklanması gerekir ama şu dönemde herkes zıttını yapma peşinde. Gerçek anlamda ilişki nasıl kurulacak kimse bilmiyor? İnsanın mutlu ve tatminkar ilişkiler kurabilmesi için
YanıtlaSilevvela ilişkinin gerçeğini öğrenmeye ihtiyacı var.
Bozulan hayat dengelerimizde en çok sorun yaşadığımız konulardan biri. Ne güzel aydınlattınız zihnimizi.
YanıtlaSilAncak ister iş ilişkisi olsun ister özel hayattaki ilişkiler olsun... Bir insanın ilişkilerde aranan, talep gören, başkalarını kendisine cezbeden kişi olmasının ilk koşulu bakış açısını değiştirmektir.
Gerçeği bilmek ve ona sahip olmak her alanda insanı yüceltiyor. İlişkinin gerçeğini bilmekte insanı yeniden inşa ediyor. Nasıl güzel bir konfor.. emeğinize sağlık.
YanıtlaSilKaleminize sağlık, çok başarılı bir yazi olmus
YanıtlaSililişkinin gerçeğini bilince insan o zaman doğru ilişki kurabiliyor.
YanıtlaSilProblemi dış dünyada ararken bir bakıyorum ki aslında her şey benimle ilgiliymiş dediğin o an, ilişkide ustalık eğitimi çok kıymetli!
YanıtlaSilKimse kimseye karşı değil herkes kendinden yana…
YanıtlaSilHep kendi beklentilerimize konsantre oluyoruz. Karşımızdakinin bizden beklentisini hep gözardı ediyoruz. Oysa ne zaman karşı tarafı düşünürsek aslında kendi ihtiyaçlarımızda karşılanacak.
YanıtlaSilİlişkinin gerçeğini öğrenmeye, hayatımıza geçirmeye ihtiyacımız var. Etrafımdaki kişilerin ihtiyacını karşılamadan sadece kendi isteklerimize odaklanınca ilişkilerimizde sıkıtı yaşıyoruz.
YanıtlaSilGerçek ilişki nedir? Gerçekten ilişki nedir? Toplamda hayatımızda kaliteli ilişkiler nasıl kurarız? Bunlar için İlişkilerde Ustalık eğitimi almanızı tavsiye ederim. Ben katıldım faydasını gördüm, sizin de fayda görebilmeniz dileğiyle...
Şu zamana kadar eğitim gördüğüm, duyduğum ya da okuduğum bir çok yerde iletişim için anlayışlı,hoşgörülü, toleranslı diye dizilen cümlelerin altlarının detaylandırılması ve uygulanabilir stratejiler verilmesi insanın hayatında çok büyük bir konfor.
YanıtlaSilAnlatımınız çok güzel ellerinize sağlık.
Sevgiyi hak eden davranışlar sergileyenlerden olmak dileğiyle…
Kaleminize sağlık ne güzel bir yazı olmuş. İnsanın mutlu ve tatminkar ilişkiler kurabilmesi için
YanıtlaSilevvela ilişkinin gerçeğini öğrenmeye ihtiyacı var. Gerçekten bu sözü anlamaya ihtiyacımız var.
Tebrik ederim ve teşekkürler. Sade ama dolu dolu bir anlatım olmuş. Sevilmek istiyorum ama albeni oluşturuyor muyum? Aynayı kendine çevirmek!!! Sürekli beklenti içindeyiz ama biz ne yapıyoruz isteklerimiz için? Çok etkilendim 🤍
YanıtlaSilBeni seviyor musundan önce aslında kendimize ben sevilecek bir insan miyim diye sormak en doğru soru olsa gerek.
YanıtlaSil"Tatminkar bir ilişki için evvela ilişkinin gerçeğini bilmek lazım"
YanıtlaSilGerçek her alanda çok kıymetli
Kaleminize sağlık çok güzel bir yazı olmuş
Günümüzde en temel problemlerimizden birisi de karşı cinsle ilişkiler, aslında hersey insanın kendisinden başlıyor. Karşı tarafa değil de kendine doğru soruları sorabilmesinden.
YanıtlaSilBeni seviyor musun? Diye sormaz insan gerçekten sevilebilecek biri olduğunda...
YanıtlaSilEmeğinize sağlık
Çok kıymetli bilgiler veren, tekrar tekrar düşünmemizi sağlayan bu makalede emeği geçenlere teşekkür ler.
YanıtlaSilBen de olmayan pozitif özellikleri geliştirmek için ne yapabilirim?
YanıtlaSilBu soruyu ne kadar soruyoruz kendimize?
Kaleminize sağlık
YanıtlaSilÇok kıymetli bir yazı. Yazan hocamıza teşekkür ederim.
YanıtlaSilİlişkilerde Ustalık eğitimi ile beklenti yönetimimi dizayn edebildim… Herkese tavsiye ediyorum. Yazı için ellerinize sağlık…
YanıtlaSilİlişkinin gerçeğini bilip beklentiyi doğru yere koymak çok önemli
YanıtlaSilKaleminize sağlık
Emeğinize sağlık , ilişkilerimi yeniden değerlendireceğim , verdiğiniz bilgilerle
YanıtlaSilÇok teşekkürler .
Denge çokk önemli.. o bozulduğu anda ilişkiler de bozuluyor. Herşey kararında olmalı. Emeğinize sağlık 💫
YanıtlaSilNe kadar da dürüst bir yazı. Evet, aslında herkes kendinden yana, ama kendinden yana olmak bencil olmak anlamına gelmiyor.
YanıtlaSil
YanıtlaSilNerede ne yapacağını bilmek, ne büyük nimet.
İlişkide ustalık eğitimini gördüğümde edildiğimde, önce planlayıp katılamadım.
Katıldığımda ise, bu sefer aradığımı buldum galiba demiştim:) yıllardır bulmaya devam ediyorum, çok şükür :)
İletişimde ustalık eğitiminden aldıklarım, öğretmenim, sıklıkla karşıma çıkıyor. Hayatın çok içinden eğitimin içeriği.
YanıtlaSil