Gerçek Aile Olabilmek

 

Gerçek Aile Olabilmek

Kırmızı Battaniye

Özkanlar ailesinin evinde, yılların emektarı bir kırmızı battaniye vardı. Battaniye sürekli yıkanmaktan yıpranmıştı ama yine de bu ailenin vazgeçilmeziydi. O battaniyeyi anneanneleri kendi elleri ile örmüştü. Ailede kim yorgunluktan kıvrılıp bir köşe de uyuyakalsa, bir diğeri kırmızı battaniye ile onun üzerini örterdi. Battaniyeyi örterlerken de anneannelerinin o meşhur sözünü sessizce fısıldarlardı: “Uyuyanın üzerine kar yağar derler.” Kışın Cuma akşamları hep beraber o kırmızı battaniyenin altına girerlerdi. 

                                       

Birlikte sessiz sinema oynar, mandalinaları baş parmaklarına geçirip parmak kuklası yapar, patlamış mısır yiyerek sohbet ederlerdi. O kırmızı battaniye aile fertlerinin gönüllerinin bir araya geldiği bir kubbeydi. Üzerine herkesin bir miktar kokusu sinmişti. Babalarının tıraş losyonu, küçük çocukların tertemiz süt kokusu, büyük çocuklara banyondan sonra sürülen bebe yağı, annelerinin çok sevdiği lavanta kolonyası birbirine karışmıştı. Kırmızı battaniye “Özkanlar ailesi” gibi kokuyordu. Battaniyenin görevi saymakla bitmezdi. Anneleri sık sık çocuklarına peksimet pişirir, evde yoğurt tuttururdu. Mayalanan peksimet ve yoğurt kavanozları mutlaka o kırmızı battaniyeye sarılırdı. Anneannelerinin kemikleri yaz aylarında bile sızlardı. Çocuklar ellerinde kırmızı battaniye ile anneannelerinin imdadına yetişir; onun bacaklarını örterlerdi. 

Bir gece evin en küçük kızı Fidan çok hastalanmıştı. Ateşi giderek yükselmişti. Evde ne yaptılarsa bir türlü Fidan'ın ateşini düşürmeyi başaramamışlardı. Nihayetinde gecenin bir yarısı çocuk hastanesine gitmeye karar verdiler. Anne babaları Fidan'ın ablalarını sıkı sıkı tembihlemişti. “Biz dışarıdayken kapıyı kilitleyin yavrum. Kimseye kapıyı açmayın. Bizde anahtar var. Merak etmeyin biz sizi arar haberdar ederiz.” demişlerdi. Fidanı giydirip sokağa çıkmak üzere hazırlandılar. Tam kapıdan çıkarken anneleri ablalarına dönüp : “Yavrum şu kırmızı battaniyeyi verin de Fidan'ın üstüne sarıvereyim.” dedi. Fidan kırmızı battaniyeye dürüm gibi sarılmıştı. Annesi onu omzuna atmıştı. Babası ile birlikte hastaneye gittiler. Acil servis kalabalıktı. Boş buldukları bir sedyeye kırmızı battaniyeyi sermişler üzerine de Fidan'ı yatırmışlardı. Fidan'ın ateşi düştüğünde taburcu oldu ve hep beraber eve döndüler. O gece annesi ve babası sabaha kadar Fidan'ın başını bekledi. Aradan yıllar geçti... Kim o battaniyeye baksa suratında aynı anda hem bir tebessüm belirir hem de gözleri buğulanırdı. Özkanlar ailesi için “Kırmızı battaniye” demek göz nuru ile örülmüş güçlü aile bağları demekti.  

 Aile ile olmak aynı evde yaşamaktan çok daha fazlasıdır...

Masallar prens ve prenses hikayelerini anlatırken genellikle mutlu son ile biter. “Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine.” diyerek  hikayeyi sonlandırırlar. Oysa gerçek hayatta hikayeler güzel bir düğün ile bitmez. Aksine o düğün hikayenin sonu değil başlangıcıdır. İnsanlar genellikle bir şey hayal ederken onun hep keyifli yanlarını düşünürler. Oysa istediklerimizi elde etmek ve elde ettikten sonra korumak için çokça emek vermek gerekir. Aile olmanın da çok keyifli yanları olduğu gibi... Aynı zamanda özveri, emek, dayanışma gerektiren fırtınalı ve zorlu günleri de vardır. Nikah memuru önünde bir imza atmak aile olmak için yeterli değildir.
Yeni evli çiftlerin birbirine uyumlanması belirli bir süre alır. Nasıl ki yeni ekilmiş bir tohumun çiçek açması belirli bir süre alır. O tohumun toprağa tutunması ve çiçek açması için emek vermek gerekir. Aynı şekilde yeni evlilikte toprağa yeni ekilmiş bir tohum  gibidir. Çifler o tohumun çiçek açması için emek vermelidir. Çiftler evin eşiğinden içeri ceplerinde birçok farklılık taşıyarak girerler. Cinsiyet farklılıkları, mizaç farklılıkları, farklı ailelerde yetişmiş olmanın getirdiği kültür farklılıkları... Bu yüzden birbirlerinin sivri köşelerini törpülemeleri ve birbirlerine uyumlanmaları gerekir. Hamur gibi birbirlerini yoğurarak aslında yeni kurdukları ailelerini şekillendirirler.  Eğer çift o tohuma gerektiği gibi özenle bakarsa tohum çiçek açmaya başlar. Evliliğin başında çift çok konuşup birbirini az anlayabilir. Eğer aile olmayı başarırlar ve tohuma çiçek açtırırlarsa; az konuşup birbirlerini çok anlar hale gelirler. Hatta artık kelimelere bile gerek kalmaz. Bir bakışlarından, bir oturuşlarından, birbirlerinin derdini anlar hale gelirler. Öte yandan bazı çiftler yıllar yılı aynı çatı alında yaşarlar. Ancak aile olmayı başaramazlar çünkü aile olmak aynı evde yaşamaktan çok daha fazlasıdır. Aile olmayı başaramayan çiftlerin ektikleri tohum maalesef karanlıkta bir tohum olarak kalır.

Nasıl ki tohum filiz vermek için emek isterse, evlilik de emek ister...

Bu yolculuğa çıkarken kişilerin emek vermeye, mücadeleye etmeye, özveride bulunmaya hazırlıklı olması gerekir. Bu emek bazen yoğurt tutturmaktır, bazen evin ekmeğini kazanmak. Bu mücadele bazen hasta bir çocuğun sabaha kadar başını beklemektir, bazen onu sarıp sarmalayıp hastaneye götürmek, bazen ise tüm yorgunluklara rağmen tebessümle kapıyı açıp “Hoş geldin” demek.

Yeni bir aile kurmaya hazırlanan gençlerin bu anlamda bilinçli olması çok önemlidir.  Gençler bu konuda ne kadar bilinçli olursa o kadar güçlü ve sağlam aile bağları kurabilirler. Bugün aldıkları isabetli kararlar ve yaptıkları doğru seçimler yarınlarını belirleyecektir. Gelinliğin modeli ya da düğünde çalınacak müziklerin listesini düşünmek muhakkak heyecan vericidir. Ancak bunlardan çok daha fazla üzerinde düşünülmesi gereken önemli sorular vardır. Ailede kadının ve erkeğin rolü nedir? Sorumluluk paylaşımı ve ilişkideki alma-verme dengesi nasıl olmalıdır? Ailenin değerleri, hassasiyetleri, öncelikleri kısacası yaşam stili nasıl olmalıdır? Hayatımı birleştirmeyi düşündüğüm insan ile ortak değerleri ve aynı yaşam stilini paylaşıyor muyum?

Aynı yolu tutmayıp, aynı yöne bakmayanlar aynı yolun yolcusu olamaz...

Bireylerin ve ailenin yaşam stilinin belli olması demek o ailede tutarlılık olması anlamına gelir. Yaşam stili belli olan ailelerin çocuklarını nasıl yetiştirecekleri, nasıl para kazanıp, nasıl birikim yapacakları, hatta nasıl bir tatil anlayışları olacağı bile bellidir. Yaşam stilinin belli olması demek kişinin neye “Evet” neye “Hayır” diyeceğini bilmesi anlamına gelir. Yaşam stili belli olan insan bugün “Hayır” dediği şeye yarın “Evet” demez. Bugün sinirlendiği şeye yarın onay vermez. Hayatta ancak gittiği yönü, tuttuğu yolu bilen insanların belirli bir yaşam stili olabilir. Aile olmak da aynı yaşam stilini paylaşmayı gerektirir. Bu nedenle aile olmanın ilk ve en önemli şartı aynı yolun yolcusu olmak ve aynı yöne bakabilmektir.  Eğer hayatımızı birleştirdiğimiz insan ile aynı yolu tutmuyor, aynı yöne bakmıyorsak... Aynı yastığa baş koyduğumuz insan hayatta hep karşımızda duran bir insana dönüşür. Aynı yolun yolcusu olmayan insanların yol arkadaşı olması maalesef mümkün değildir. Ancak aynı yöne baktığımız bir eşimiz var ise bu hayatı onunla omuz omuza yürüyebiliriz. Bu sayede aile olmanın sorumluluklarını da omuz omuza yüklenebiliriz.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi eğitimleri sayesinde kişi hayatta gittiği yönü, tuttuğu yolu net bir şekilde belirler hale gelir. Hayatta “evetlerini” ve “hayırlarını” doğru yere yerleştirmeye başlar. Yaşam stilini belirler. Bu sayede eş olarak kendisine seçeceği kişide hangi özellikleri arayacağını da bilir. Karşısındaki insanın boyuna posuna, göz rengine ya da diplomasına bakarak eş seçmez. Dahası bir aileyi aile yapan dayanışmanın nasıl olması gerektiğini ve sorumluluk paylaşımının en ideal şeklini öğrenir. Özkanlar ailesinin “Kırmızı Battaniyesi” gibi her aile ferdinin binbir emek ve göz nuru ile güçlü aile bağlarını örmesi gerek. Aile olmanın ilmini bilen ve bu bilinç seviyesinde olan insanlar için aile olmayı başarmak halen mümkün. Günümüzde yitirilen tüm değerlere rağmen...

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Nedir?

&

İnsanoğlu var olduğundan beri amacı hiç değişmemiştir.

Mutlu olmak, başarı olmak ve iyi ilişkiler kurmak…

  Deneyimsel Tasarım Öğretisi seminerlerinden;

“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” sinde paylaşılan bilgiler,  kişiyi dününe göre daha mutlu ve başarılı yapar.  Seminer konuları; tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.


"Milyarlarca insan içinde bir kişinin ne önemi olabilir ki? Bunun cevabını o bir kişiye sorun..." 

Yahya Hamurcu 


Yorumlar

  1. Aile hayatında aşırılara kaçmadan emekle sevgiyle kıvam tutturmak bu hayata hem anlam hem mutluluk katıyor. Kırmızı battaniyelerimizin sayısının fazla olması dileğiyle...

    YanıtlaSil
  2. Harika bir yazı olmuş. Emek verenlerin ilmine sağlık. Bir olan diri olanlardan oluruz inşAllah

    YanıtlaSil
  3. Unutulan değerleri hatırlatan bir yaklaşım çok güzel anlatılmış emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  4. Kırmızı battaniyelerin kıymetini bilenlerden olmak… kırmızı battaniyesinin değerini bilenlerle olmak… 🧡

    YanıtlaSil
  5. Bizim kırmızı battaniyenin de yaşanmışlıklarımizdi,çok isterdim kuzumla biriktirdigimiz o güzel anıları artiralim yine birbirimize o anıları anlatıp anlatıp gülelim.artik ne kırmızı battaniyemiz ne de biriktirmeye çalıştığımız anılar anlamlı,sanki her şey mat,renksiz

    YanıtlaSil
  6. Bir tek benim mi yazıyı okurken içim ısındı burnuma ıhlamur kokusu geldi :))
    Evlilik yolunda olan herkesin mutlaka okuması gerekiyor.
    Çok güzel bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  7. Günümüzde ki aile hayatlarımıza şifa gibi yazı olmuş 🙏🏻

    YanıtlaSil
  8. İnsanın içini ısıtan, aile olmayı avantaj ve dazavantajları ile anlatan çok güzel bir yazı olmuş, emeklerinize sağlık👌🏻

    YanıtlaSil
  9. Çok güzel bir yazı çok güzel bir aile..

    YanıtlaSil
  10. Aile olmanın ne demek olduğunu çok güzel anlatmışsınız.
    Evlilerin de, evlenme niyeti olanlarında okuması gereken faydalı bir yazı...

    YanıtlaSil
  11. Çok güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık. Günümüzde evlilik cüzdanını alan aile oldum sanıyor. Bir bakışıyla çok şey anlatan eşler, anneler vardı. Şimdi konuş konuş anlaşılmıyoruz, anlamıyoruz…. Aile ne demek bilmiyoruz

    YanıtlaSil
  12. Gerçek aile olabilmek ümidiyle kaleminize sağlık hocam

    YanıtlaSil
  13. Ne güzel yazı. Aynı yöne bakabilen, aynı yolu tutturmuş aileler kurmak nasip olsun herkese.

    YanıtlaSil
  14. Aile olmak çok şey demektir......
    Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  15. Ailenin önemini bildiklerinden belkide, son dönemlerdeki aileyi yıkma çabaları. Farkına varup, sağlam bağlar kurmak dileğiyle...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder