Sil Baştan Yeniden Başlamak

Sil Baştan Takkemizi Önümüze Alıp Düşünmek Gerek Bazen...

“Sil Baştan Başlamak Gerek Bazen, Hayatı Sıfırlamak...” diyor çok sevilen şarkının sözlerinde. İnsan yaşadığı yorucu ve üzücü olaylar sonrasında hayatta yeni bir sayfa açmak istiyor. Yeni bir sayfa açarak hayata sil baştan başlamak ve her şeyi sıfırlamak istiyor. Şarkının sözlerini dinlemek çok keyifli. Ancak insan hayatta ilerlemek, yücelmek, problemlerini çözmek istiyorsa ve daha iyi bir geleceğin hayalini kuruyorsa... Bunun yolu hayata sil baştan başlamak değil. Gerek bireysel olarak gerekse toplumsal olarak ancak geçmişin deneyimlerinden faydalanarak hayatta yol kat edebiliriz. Bu nedenle “Geçmişini bilmeyen toplumlar geleceğine yön veremez.” deriz. Ancak  yaşadığımız olayları doğru bir şekilde değerlendirerek ve bu değerlendirmeler sonucunda bir ders çıkartarak yücelebiliriz.

                                 

Yaşanılanlardan ders çıkartmak öğrenmenin vazgeçilmez bir parçasıdır.

Mühim olan son nefesimize kadar bu hayatta öğrenci kalabilmek ve kendi dünümüze göre daha iyi bir noktaya ulaşmaktır. Mesele her gün yine yeniden kendinle yarışıp, kendini aşmaktır. İnsan bildiklerini yeterli gördüğünde öğrenme ihtiyacı hissetmez. Öğrenemeyen ise yücelemez. Bildiklerimiz ne kadar fazla olursa olsun öğreneceklerimiz her zaman bildiklerimizden daha fazla olacaktır. Bu kainat öyle mükemmel bir düzen üzerine kurulmuştur ki... Onun ilmini anlatmaya okyanuslar mürekkep, ağaçlar kalem olsa yetmez. Öğrenileceklerin sonu yok. Ayrıca insan öğrenme kapasitesini de zaman içerisinde arttırabilir ve algısını derinleştirebilir. Örneğin bir insanın aynı olayı 20 yaşındaki değerlendirme şekli ile 50 yaşındaki değerlendirme şekli farklı olabilir. Bir insan aynı kitabı ya da ders notunu zaman içerisinde tekrar tekrar okuduğundan her seferinde daha farklı şeyler algılayabilir. Bilgiler kendisine daha fazla temas eder hale gelebilir. Hatta insan kendi elleriyle yazdığı ders notunu geri dönüp tekrar okuduğunda... “Aa böyle bir bilgi mi varmış?! Defterime de yazmışım oysa.” şaşkınlığı içerisinde o bilgiyi ilk kez öğreniyormuşçasına okuyabilir.  
O yüzden bir insanın yaşadıklarına geri dönüp bakmaya ve o yaşanılanları sağlıklı bir şekilde değerlendirerek oradan ders çıkarmaya ihtiyacı vardır. Yaşanılanlardan ders çıkartmak öğrenmenin vazgeçilmez bir parçasıdır. İnsan böylelikle yaşanılan her olaydan bir kazanım elde ederek yoluna devam edebilir. Bu o insanı daha tecrübeli ve daha donanımlı bir insan haline getirir. Oysa her seferinde sil baştan başlamak hayata aynı çömezlikle ve tecrübesizlikle devam etmek anlamına gelir. Hayat insanın en büyük öğretmenidir. İnsanın karşısına çıkan her insan, hatta her nesne, yaşadığı her olay ona bir mesaj vermektedir. Bu mesajları okuyan insanlar yaşadıkları her olaydan, karşılaştıkları her insandan bir şey öğrenebilirler.

Tecrübe hayatta yaşanılan acıların toplamı değildir.

Peki insan yaşadıklarını doğru değerlendiremediğinde ne olur? İnsan hayatın ona öğretmeye çalıştığı dersleri öğrenemez ise maalesef o konuda sınıfta kalır. Aynı müfredattan tekrar sınava tabi tutulur. Aynı kısır döngüler içerisinde sıkışıp kalır. Arap saçına dönen problemleri giderek daha fazla büyür. Böylece kişi geçmişinden ders çıkartamadığı için aynı hataları tekrar etmeye devam eder.  Aynı hataları tekrar eden aynı istenmeyen sonuçlarla karşı karşıya kalır. Örneğin ilişkilerinde nerede hata yaptığını göremeyen bir insan sırf daha önceki ilişkilerinde çok acılar çekti diye yedinci ilişkisinde mutluluğu yakalamayacaktır.

Geçmişte yaşanılan olaylar ile yüzleşmek ve onları ilmin ışığında yeniden değerlendirmek; geçmişe takılı kalmak demek değildir. Geçmişe takılı kalmak; istenmeyen sonuçları reddetmek, onları yok saymak ve “Tüm bunlar neden benim başıma geliyor? Neden ben?” diyerek hayıflanıp durmaktır. Ancak bu hayıflanmanın kimseye bir faydası olmaz. Bu hayıflanmalar o probleme bir çözüm üretmez. Geçmişe takılı kalmak sonuçlara tevekkül edememektir. Oysa insanın konsantre olması gereken nokta sonuçlar değil, o sonuçları meydana getiren sebepler yani seçimler ve davranışlar olmalıdır. Olayları sağlıklı bir şekilde değerlendirmenin ve onlardan ders çıkartabilmenin ilk koşulu ise şudur: Doğru soruları sormak! Ancak doğru soruları soranlar kendilerini yüceltecek anlamlı cevaplar bulabilirler. Böylece yaşadıkları olaylardan damıttıkları dersler ile tecrübe biriktirebilirler. Bu kazanım ve donanımla hayatta emin adımlarla ilerleyebilirler. Öte yandan hayata sil baştan başlamak insanı bu zenginlikten mahrum bırakır.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, insanın geçmişine ilmin ışığında farklı bir bakış açısıyla yeniden bakmasını sağlar. Deneyimsel Tasarım Öğretisi Eğitimlerinin katılımcıları, yaşadıkları olaylar karşısında doğru soruları sormayı öğrenirler. Doğru soruları sordukça onları güçlendirecek anlamlı cevaplar bulmaya başlarlar. Böylece yaşanmışlıklarını kıymetli bir tecrübe hazinesine çevirmeye başlarlar. Keza yaşanmışlık ve tecrübe çok farklı şeylerdir. Bununla da kalmaz on binlerce başka insanın yaşanmışlıklarından kazanılan tecrübeyi kendi hayatlarına transfer ederler. Böylece bir hayatı, bin hayatın tecrübesiyle yaşar hale gelirler. 

İçinden tecrübe damıtılmamış yaşanmışlıklar, ağır bir çuval gibi insanın sırtına yük olur. Onun belini büker. Kişi bu yükten kurtulmak ister. Her şeye sil baştan başlamak ister. Oysa ancak yaşadıkları ile yüzleşebilenler yeni başlangıçlar yapabilir, onları yok sayanlar değil. Hayatta her an yeni seçimler ve yeni başlangıçlar yapmak mümkün. Geçmişin tecrübeleriyle geleceğe köprü kurabildiğimiz müddetçe... 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi Nedir?

Kim Kimdir Nedir?

İlişkilerde Ustalık Nedir?

Başarı Psikolojisi Nedir?

&

İnsanoğlu var olduğundan beri amacı hiç değişmemiştir.

Mutlu olmak, başarı olmak ve iyi ilişkiler kurmak…

  Deneyimsel Tasarım Öğretisi seminerlerinden;

“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” sinde paylaşılan bilgiler,  kişiyi dününe göre daha mutlu ve başarılı yapar.  Seminer konuları; tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.

"Milyarlarca insan içinde bir kişinin ne önemi olabilir ki? Bunun cevabını o bir kişiye sorun..." 

Yahya Hamurcu