Aslında Neyi Tükettiğimizin Farkında mıyız?
12-18 Aralık Tutum, Yatırım, Yerli malı haftası. “Yerli Malı, Yurdun Malı, Herkes Bunu Kullanmalı...”
Bu cümleyi mırıldanırken buldum bugün kendimi… Takvim
yaprağını çevirirken ‘’ne çabuk geçmiş zaman’’ diye düşündüm. Okul yıllarımı
anımsadım; “Yerli mallarımızı tüketip güçlendirmek çok önemli” derdi
öğretmenimiz… İhtiyacımız kadar tüketiyor olmanın önemi ve israfın zararıyla
ilgili öğütler verilirdi. Yerli malı gününü sabırsızlıkla beklerdik. Neler
neler getirirdik evlerimizden…Kuruyemişler, kurutulmuş dutlar, üzümler, cevizli
sucuklar, mis kokulu yurdumun turunçgilleri… Toprağımızın bağrından çıkmış nice
güzel lezzetler, ata tohumları…
- Tüm bunlar için ne kadar şükrediyoruz?
- Tüketimlerimizi ne kadar doğru yapıyoruz?
- İhtiyacımıza göre mi isteğimize göre mi alıyoruz, tüketiyoruz?
- İhtiyacımız dışında bir şey almamaya, ihtiyacımızın fazlasını paylaşmaya ne kadar önem veriyoruz, itina ediyoruz?
- Çevremizdeki ihtiyaç sahiplerinin ne kadar farkındayız?
- Bereketin, helal tüketmenin öneminin ne kadar farkındayız?
Eskiden insanlar tüketimlerini de üretmek için bir dengede, amaç ve hedeflerine uygun olarak yapardı. Aldıklarını ihtiyacına göre alırdı ve elindekini ihtiyacı olanlarla paylaşırdı. “İhtiyaç dışı bir şey almak, bereketsizlik getirir.” derlerdi. Artık lezzetten, güzellikten, tutumlu olmaktan, paylaşmaktan, bereketten bahsetmek çok zor. Bir sezondan fazla giyilmeyen kıyafetler, ayakkabılar için ekstra dolaplar, mutfakta kullanılmayan birçok eşya, ihtiyaç dışı anlık zevkler için alınan bir aksesuarlar… Oysa kullanmadığımız her şey evimizdeki bereketi götürüyor. Daha da önemlisi tüketim çılgınlığına doğan bir nesil yetişiyor.
İhtiyaç fazlası tükettiğimiz bir şeyin teması da olmuyor.
Peki biz, ne ara hesapsızca, kontrolsüzce sahte isteklerin peşinde sürüklenip
bu hale geldik, tükettikçe daha da çok tükettik?
En büyük israfımız zaman değil midir? “Hadi buluşalım bir yerlerde kahve içelim,
sohbet edelim.” derken aklımızı alan akıllı telefonlarda, dipsiz kuyu gibi
içine çeken sosyal medyada boşa akıp giden zamana ne demeli? Saatlerce ekran başında oturan cansız
mankenler gibiyiz zamanı boşa harcarken.. Zaman insandan yanayken, insan kendine
ziyan...
Gerçek zenginlikten yana fakiriz, sahte zenginliklere kıymet veriyoruz. İnsanoğlu yeryüzünün halifesiyken ve her şey ona hizmet için yaratılmışken, RAB'bimizin verdiği nimetlere şükrü neden az olur?
Ne kadar çok imkana sahip olursak o kadar tatminsiz olduğumuzun farkına varabilsek, imkansızlıkların bizi geliştirdiğini, en büyük zenginliğin o imkansızlıklarda edindiğimiz marifetler olduğunu da keşfedebiliriz.
&
İnsanoğlu var olduğundan beri amacı hiç değişmemiştir.
Mutlu olmak, başarı olmak ve iyi ilişkiler kurmak…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi seminerlerinden;
“Kim Kimdir”,” İlişkilerde Ustalık” ve “Başarı Psikolojisi” sinde paylaşılan bilgiler, kişiyi dününe göre daha mutlu ve başarılı yapar. Seminer konuları; tüm zamanlar, tüm konular ve tüm insanlar için geçerlidir.
"Milyarlarca insan içinde bir kişinin ne önemi olabilir ki? Bunun cevabını o bir kişiye sorun..."
Kullanmadığımız her şey bereketimizden götürüyor... Çok ufuk açıcı oldu. Teşekkürler..
YanıtlaSilFarkındalık sağlayan bir yazı, teşekkür ederiz
YanıtlaSilİhtiyaç dışı her tüketim israf demektir. Kaleminize sağlık
YanıtlaSilYaratıcı, insan için yeryüzünün halifesi, yöneticisi diye bahsediyor. Sen bir yerde yöneticisiysen o yerdeki
YanıtlaSilproblemleri de çözebiliyor olman gerekir, değil mi?
Kaleminize saglik
YanıtlaSilKaleminize saglik
YanıtlaSilGerçekten ne güzel dile getirilmiş, tükettiklerimizin farkında olmadan geçiyor hayat, en çok israfımız da zamanla ilgili. Farkındalığımızı arttıran yazılarınız çok kuymetli🤲
YanıtlaSilNe kadar çok imkana sahip olursak o kadar tatminsiz olduğumuzun farkına varabilsek, imkansızlıkların bizi geliştirdiğini, en büyük zenginliğin o imkansızlıklarda edindiğimiz marifetler olduğunu farkettirdiniz. Emeğinize sağlık
YanıtlaSilDoyurucularımızın artması, doyumsuzluğumuzu meydana getirmiş oysa…
YanıtlaSilSahteye kapılıyor, gerçekten uzaklaşıyoruz. Bize verilen süre dolmadan farkına varma dileğiyle...
YanıtlaSilTarihin ilginç bir anına şahitlik ediyoruz. İmkansızlık içinde bir halk, imkanlar devrinde her şeye rağmen ayakta. Biz ise onlara açılan savaşa sponsor olmamak için konforumuzdan vazgeçmeye eriniyoruz. Alıştığımız kahve zincirinden, hazır giyim mağazasından vazgeçmek konusunda tereddüt yaşıyoruz. Bu yazıyla birlikte yeniden düşünelim bir sonraki AVM turumuzda.
YanıtlaSil