Bir Duruş Şekli; Boykot

 “Bu aldığın ürünlerin hepsi boykotlu markalar!”

“Markette bunlar vardı ben de aldım. Hem ben temizlikte sadece bunları kullanıyorum. En iyileri bunlar.”

“En iyi mi? Ona bakarsan içeriklerindeki kimyasalların zararı saymakla bitmez. Başka markete baksaydın ya.”

“Ya benim boykotumdan ne olur? Bununla mı bitecek Gazze’deki insanlık suçu?”

 

“Boykotu küçümseme sakın! Geçen gün baktım bu kelimenin kaynağı nerden geliyor diye.”

“Nerden geliyormuş peki?”

“Charles Cunningham Boycott isimli bir İngiliz’in soyadından geliyormuş. İrlanda’daki bir kontluğun mülk ve arazilerinin kiralarından sorumlu emekli bir askermiş. Halkın şikâyet ettiği yüksek kira fiyatlarını indirmeyi reddedip, kiracıları çıkarmaya çalışınca tepkiyle karşılaşıyor. İşçiler işi bırakıyor, esnaflar Boycott’a ve ailesine bir şey satmıyor, postaları iletilmiyor, dükkânlara ölüm tehdidi anlamına gelecek şekilde Boycott’ın resimleri asılıyor. Sadece 2 ay içinde kiracılar lehine başarılı olan bu eylemler, gazetelere Boycott ismiyle haber olunca bütün dünyaya bu isim yayılıyor. Ne tuhaf değil mi? Boykotun isim babası, boykot yapılan kişi.”

“Ne kadar kısa sürede amaçlarına ulaşmışlar. Gazze’de yaşananlar bir yılı geçti ama kimse bu zulmü durduramıyor.”

“Peki, neden durdurulamıyor sence? Sen bile boykot yapmıyorsun. Zulmü yapanlara nasıl baskı olacak ki o zaman?”

“Ya haklısın da…”

 

Doğru yerde ve zamanda doğruyu savunmayanlar, yanlışın savunucusu olurlar

“Ben her yerde mazlum Filistinlilerin davasını savunuyorum ama…”

“Almazsan ölmezsin, alırsan ölürler. O markalar açık açık İsrail’i desteklediklerini ilan ediyorlar. Hem de hiç çekinmeden. Zarar ederim, itibarımı kaybederim endişeleri bile yok.”

“İnsan alışkanlıklarından kolay kolay vazgeçemiyor işte. Yıllardır alıştık bu markalara. Çok da memnunum. Şimdi hemen nasıl bulacağım alternatifini?”

“Senin banyoda kullandığın o şampuan markası, masum sivilleri katleden, su bile bulmalarına müsaade etmeyen o katillere, özel bakım, hijyen kitleri hazırlayıp dağıtıyor. Açık açık bakın biz destekliyoruz, maddi manevi yanındayız bu katillerin diyorlar. Sen de sadık bir müşteri gibi, paranın nereye ne amaçla gittiği beni ilgilendirmez dercesine, gidip ısrarla o markalara para kazandırmaya devam ediyorsun. Bu durumun vahametinin farkında mısın?

Sen yeter ki alternatif başka bir ürün kullanmak iste. Boykot ürünlerini ve alternatiflerini duyuran birçok site var. Ben sana gönderirim isimlerini.”

İnsan sadece alıştığı ve yapması daha çok kolayına gelen o davranıştan vazgeçmek istemiyor. Oysa her konuda seçeneklerimiz ve alternatiflerimiz o kadar fazla ki… Yeter ki biz bunu düzeltmek ve değiştirmek isteyelim”

“Tamam bakarız.”

“Görmemek imkânsız vahşet görüntülerini ama istemezsek görmeyiz.

Duymamak imkânsız çığlıkları ama istemezsek duymayız.

Duyarlılık, insana yakışan en güzel süstür. Ama gördüklerimiz, duyduklarımız karşısında dehşete kapılmıyorsak, uykularımız kaçmıyorsa, vicdanlarımız susuyorsa daha fazla endişelenmemiz gerekmez mi? Olan bitene tepki vermek için, şu dinden bu dinden olmanın bir önemi yok, insan olmak yeterli. Boykotu ciddiye almalıyız.”

 

Az, çoktan bereketlidir

“Sahi benim boykotumla mı değişecek her şey?

Evet, senin boykotunla değişecek her şey. “

İnsanın elde ettiği her sonuç, pek önemsemediği, en mikro boyuttaki o küçük davranışla başlar. Toplum önce bireylerin düzelmesiyle düzelir. Ağaç daha minicik bir tohum halindeyken ektiğinde yavaş yavaş büyür, güçlenir ve serpilir. Bir su damlasıyla başlayan hareket, damlaların sürekliliği ile bir su birikintisine dönüşür. O yüzden insan basit gibi görünen o davranışları küçümsememeli… Az az ama devamlılık kazanan her şey, mutlaka sonunda bir şeye ulaşır.

 

Hatırla! “Kim bir kötülük görürse onu eli ile düzeltsin. Eli ile düzeltmeye güç yetiremezse dili ile düzeltsin. Dili ile düzeltmeye de güç yetiremezse en azından kalbi ile buğz etsin.” Bizlere herkesin kendi durumu ve imkânına göre nasıl bir duruş sergileyebileceği konusunda tavsiye verilmiş. Bizlerde eğer gerçekten samimiysek, çoğunluğun yaptığı gibi şahit olduğumuz zulüm sahnelerine karşı kafamızı çevirmek yerine, bunun devam etmesini engelleyecek adımlar için elimizden gelen hangisi ise onu yapmalıyız.

Bir kuruşla, bir adımla, bir dik duruşla, bir duayla, bir gözyaşıyla… Her şey değişir… Yeter ki Filistin’i gündeminden düşürme. İşgalciyi boykot et. Çünkü boykot ciddi bir iştir, bir duruş meselesidir.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir. 

 Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

 "Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.