Çaban Varsa Anlamın Var

Sabahın, insanı canlandıran ışığı yüzünü aydınlattığında; ‘’Bugün erken kalkacağım artık.’’ dedi kendi kendine İdil. Her gün geç yatıyor, sabah kalkamıyor ve bir türlü okul projesine bakamıyordu. Çünkü hemen okula gitmesi gerekiyor eve gelince de vakit nasıl geçiyor anlamıyordu. Araya sürekli bir şeyler girdiği için projeye istediği kadar yoğunlaşamıyordu. Projesini vermeye bir hafta kalmıştı ve daha ortada ele gelir bir şey de yoktu.

Oysa önceden işlerini zamanında yapan bir çocuktu. Dedesi, anneannesi, annesi, babası hepsi erken kalkıp yatan kişilerdi. Küçükken tatillerde annesi babası çalıştığı için hep anneannesi ve dedesinin yanında vakit geçirirlerdi kardeşiyle. Hayatında anneannesi kadar çalışkan birini de görmemişti. Hem evin işlerini yapar hem komşuları ile vakit geçirir hem dikiş diker, örgü örer ve gelen herkese yemek yapardı. Çünkü evlerinden misafir eksik olmazdı. Hepsini nasıl yetiştiriyor diye düşünürdü.

O sabah kalktığında çoğu işi anneannesi ve dedesinin yaptığını anımsadı. Dedesi de emekli olmuş, çalışmaya devam etmişti. Yazları onlar ile çok eğlenir evdeki küçük işleri yaparken mutlu olurdu. Kendisi sadece okulu ve onun gerektirdiği görevleri bile yetiştiremiyordu. Anneannesi bunları görse çok üzülürdü. Çünkü anneannesi; ‘’Emeksiz iş olmaz, çabasız zahmetsiz bir iş bitmez.’’ derdi. Dedesi hem çalışıp hem de okumuştu. Bazen annesi bir şeylerden şikayet edince, dedesi güler; ‘’Kızım tek derdin bu olsun.’’ derdi. Annesi hep kendi anne babasının o yokluk içindeyken nasıl çabaladıklarını, zamanı ve parayı nasıl güzel bir şekilde değerlendirdiklerini anlatırdı.

Bu kadar çalışkan insandan sonra, ben niye böyle yaptım diye üzüldü. Kulağında hep annesinin sözleri çınladı;

Hayatta her şey çaba üzerinedir…


Doğaya baktığımızda hiçbir bitki ya da hiçbir hayvan çabalamaktan, mücadele etmekten şikâyet etmez, yorulmaz. Güneş, her gün doğar ve batar. Ağaçlar her sonbaharda yapraklarını döker, ilkbaharda açar. Arılar usanmadan ömürleri boyunca çalışır bal yapar…

Bilirler, bu hayatta çaban kadar varsın aslında…

Doğadaki hiçbir canlı çabalamak, çalışmak konusunda zorlanmazlar. Çünkü bu konuda nettirler. Hayatın bunun üzerine kurulu olduğunu bilirler. İnsan ise genelde bir şeyin sonucunu ister, hemen sonuca ulaşmak ister. Ama o sonuca da ancak onun için çabaladığında ulaşabileceğini çoğu zaman unutur. Ya da hedefine giderken yolda çabalamak ona zor gelir. Oysaki bu hayatta çaban varsa kıymetlisin. Çaban varsa o iş var olur, anlamlı olur…

İdil o sabah bu motivasyonla kalktı ve projeye çalıştı. Aslında çalışınca bu sıkıldığı iş o kadar keyifli geldi ki, kendisi de şaşırdı. Çok pişman oldu ertelediğine, çünkü erteledikçe gözünde büyümüş, hevesi gitmişti.

Ne kadar çok imkâna sahip olduğunu, büyüklerinin çektiği hiçbir zahmeti çekmediğinin bilincindeydi. Buna rağmen onlar gibi yoklukta kalsam daha mı çalışkan olurum daha çok mu çabalarım diye düşündü. Annesi, babası, teyzeleri, halaları hep yokluk içinde büyümüşler ve hepsi alanlarında çok iyi yerlere gelmişlerdi. Mesleklerinin zirvesinde olsalar bile hala çabalıyorlar, sanki daha dün başlamış gibi çalışıyorlardı. Beni bu kadar seven, düşünen insanlara bu kadar gevşediğimi nasıl söyleyeceğim diye düşündü. ‘’Artık zamanı doğru kullanıp elimden geleni yapacağım.’’ dedi.

Zamanı az kalmasına rağmen çok dikkatli bir şekilde çalışmaya devam etti. O hafta belki bir ayda çalıştığından çok çalıştı. Projeden geçti ama çok basit hatalardan tam not alamadı. Ama uzun süredir kendini bu kadar iyi hissetmemişti. ‘’Çalışmak, çabalamak, üretmek ne güzel.’’ dedi kendi kendine…

İnsan bir iş için, bir hedefi için çabalayınca, onun için uykusuz kalınca, o hedef için imkânlarını harcayınca süreçten keyif alır hale gelir. Sonuca odaklandığında ise gergin olur ve çoğu zaman mutsuz olur.



Çünkü sonuçları değiştirmek insanın yetkisinde değildir. Kıymetli olan ise sonuçlar değil, o hedef için oluşturduğumuz sebeplerdir…

İnsan çabalayınca, sebeplerine odaklanınca güçlenir, sabrı artar, daha anlayışlı olur, daha mutlu olur. İnsan bir hedef için çabaladığında gelişir, dününe göre daha iyi olur. Sebeplerine sarılmak, çabalamak insana her zaman iyi gelir, ona şifa olur…

“Ben yapmam gerekeni, elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Sonuç benim elimde değil.” dediğinde hayatın bizden istediği doğru tepkiyi vermişiz demektir. O an zorlansak da aslında toplamda kazananlardan olmaya aday olmuşuzdur…

Hayat bizim çabamızın karşılığını muhakkak veriyor. Peki bu hayatta sen ne için çabalıyorsun? Çabaladığın şeyler seni doğru olana yaklaştırıyor mu uzaklaştırıyor mu? İşte mesele çabaladığın şeyler, hedeflerin hangi amaca varıyor? Bu soruların cevapları Başarı Psikolojisi eğitiminde…


 

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi; insanın gerçek amacını amaç edinmiştir. 

 Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.

 "Kim Kimdir" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.

Yorumlar

  1. Bir şekilde bu bedel bizden çıkacak. Ama ne için? İyilik için mi kötülük için mi, karar bizim, seçim bizim. Ellerinize sağlık 🥰

    YanıtlaSil
  2. Hiç bir emek, çaba boşa gitmiyor ve karşılıksız kalmıyor... Eğer insan kıymetini bilse ne kadar da önemli bir bigi.

    YanıtlaSil
  3. Sevgi güvenoğlu18 Aralık 2024 01:19

    Harekette bereket vardır çok güzel anlatılmış

    YanıtlaSil
  4. Aysel Yıldız19 Aralık 2024 08:11

    insanlar oluşturdukları sebeplerin sonucunu yaşar

    YanıtlaSil

Yorum Gönder